Deli Ve Muhteşem
Tarihteki bazı kişilere verilen lakaplar onların nasıl biri olduğunu daha baştan bize anlatıyor. Örneğin Sultan Süleyman’a “Muhteşem” denmesi gibi. Kanunların üstünlüğünü kabul ettiğinden “Kanuni” denmesi gibi. Gencecik ve geleceği belirsiz şehzadeyi “Genç Osman” diye tanımlamak gibi. Bu tanımlamalar Rus tarihinde de var. Onlar da 1682’den 1721 yılına kadar Rus Çarı olan Petro için “Muhteşem” lakabını kullanıyorlar.
Çar Petro Osmanlı’ların komşusu Rus İmparatorluğu’nun bütün taşlarını yerine oturtan adam. Onu bütün Avrupa Devletleri içinde saygın bir yere oturtan çar. Saint Petersburg şehrini kuran adam. Ve gemilere o kadar meraklı ki ülkesini de denizlere ulaştırmanın yolunu arıyor. Zaten Osmanlılarla kavgasının temeli de bu. Gemiciliği öğrenmek için bir gemide en alt düzeyde çalışıyor. Bu yüzden bizimkiler ona “Deli Petro” adını takıyorlar. Tarihte Prut Savaşı olarak savaşta yenilince ve çarın dehasını farkına vardıkça bu lakap “Büyük Petro” ya dönüşüyor. Kendisi için yaptırdığı kışlık sarayın planlarını bile kendi çiziyor.
Bu saray şimdi ünlü Hermitage Müzesi olarak ziyaretçi kabul ediyor. İki kere evlenen Petro’nun ikinci karısından on bir çocuğu oluyor ama sadece iki kızı yaşayabiliyor. Karadeniz üzerinden boğazları kullanarak Rusya’yı sıcak denizlere, ticarete ve dünyanın diğer yerlerine bağlamak hayali 1917 Rus Devrimi’ne kadar bir devlet politikası olarak kabul edildi. Deli Petro uzağı görenlerdendi.